top of page

GEÇMİŞİN KAHRAMANLARIYLA BULUŞMA: ÇANAKKALE'DE BİR GÜN

  • 11 Eki 2024
  • 12 dakikada okunur


Çanakkale, Türkiye'nin kuzeybatısında, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan stratejik bir konumda yer alan, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehirdir. Ege Denizi ile Marmara Denizi'ni birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı’nın iki yakasında bulunan şehir, hem Asya hem Avrupa topraklarına sahiptir. Tarihi, M.Ö. 3000'lere kadar uzanan Çanakkale, antik dünyanın en ünlü savaşlarından biri olan Truva Savaşı'nın geçtiği yer olarak bilinir. Şehir, aynı zamanda I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Savaşı’nın merkezi olmuş ve Türk ulusunun kahramanlık destanlarından birine sahne olmuştur. Bu tarihi geçmiş, şehri kültürel ve turistik açıdan önemli bir yer haline getirmiştir. Zengin tarihinin yanı sıra Çanakkale, doğal güzellikleri, boğaz manzaraları, köklü kültürü ve sıcak insanlarıyla ziyaretçilerine hem huzurlu hem de tarihi bir yolculuk sunar.


Çanakkale’ye adım attığımda, daha önce defalarca duyduğum "Büyüleneceksin" sözlerinin ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyordum. Elbette bu toprakların tarihi derinliğini ve önemini biliyordum, ama o derin duyguyu içimde bu kadar yoğun bir şekilde hissedeceğimi asla tahmin etmemiştim. Sadece ayak bastığınızda bile havada asılı duran bir tarih, bir hüzün ve aynı zamanda bir gurur var. Her adımda, bir kahramanın, bir şehidin hatırasına dokunuyor gibi hissediyorsunuz. Gaziantepli bir gazi torunu olarak, Çanakkale’nin o anlam yüklü topraklarında yürürken gözlerimin dolduğuna birçok kez şahit oldum. Her taşında, her ağacında, savaşın izleri ve atalarımızın cesareti yankılanıyor. Buralarda canını hiçe sayarak vatan için savaşmış insanların ayak izlerini takip etmek, onların hissettiği fedakarlığı ve korkusuzluğu adeta kalbinizde hissetmek çok derin bir deneyimdi. Bugün bu topraklarda özgürce dolaşıyor, "burası benim vatanım" diyorsak, bunun arkasında binlerce kahramanın fedakarlığı yatıyor. Bu düşünce bile insanın içini tarifsiz bir minnetle dolduruyor. Atalarımızın böylesine cesur, böylesine yürekli insanlar olması, insanı hem duygulandırıyor hem de derin bir gururla sarmalıyor. Çanakkale’de yürümek sadece bir şehri gezmek değil, aynı zamanda o büyük mücadelenin bir parçasını yaşamak, onu hissetmek demek. Ve bu, bu topraklara ayak basan herkesin içini sarıp sarmalayan bir duygu.


MUTLAKA GÖRÜLMESİ VE UĞRANILMASI GEREKEN YERLER


1-      TRUVA ATI



Çanakkale'nin simgelerinden biri haline gelen Truva Atı Heykeli, 2004 yılında Çanakkale'deki sahil şeridinde sergilenmeye başlanan görkemli bir yapıdır. Bu heykel, 2004 yapımı "Troy" adlı Hollywood filminde kullanılan atın aynısıdır. Film çekimleri tamamlandıktan sonra, yapımcılar tarafından Türkiye'ye hediye edilmiş ve Çanakkale'ye yerleştirilmiştir. Truva Atı**, antik Yunan mitolojisine göre, Troya Savaşı’nın sonuna doğru Yunanlılar tarafından inşa edilen devasa bir tahta attır. Troya’yı fethetmek için zekice tasarlanan bu planla Yunan askerleri, atın içine gizlenmiş ve Truva’ya hediye olarak bırakılmıştır. Truvalılar atı kabul ettikten sonra, gece yarısı içindeki askerler şehrin kapılarını açarak Yunan ordusunun içeri girmesine olanak tanımış ve Troya'nın düşüşü gerçekleşmiştir. Heykel, Çanakkale Boğazı'na bakan sahil bandında ziyaretçilere açıktır. Yaklaşık 12 metre yüksekliğinde olan bu tahta yapı, hem şehrin hem de bölgenin tarihi dokusunu yansıtarak ziyaretçilere antik Truva efsanesini hatırlatır. Truva Antik Kenti, Çanakkale'ye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunur ve bu heykel, Truva'yı ziyaret etmeden önce ziyaretçilerin tarihî olaylara olan ilgisini artırır. Heykelin bulunduğu alan, fotoğraf çekmek isteyen turistler için de popüler bir noktadır ve Çanakkale'nin tarihî ve mitolojik zenginliklerini simgeleyen önemli bir anıttır.


2-      AYNALI ÇARŞI



Aynalı Çarşı, Çanakkale'nin tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri olarak bilinen, 19. yüzyılda inşa edilmiş bir çarşıdır. 1890 yılında Yahudi bir tüccar olan Eliyau Hallio tarafından yaptırılmıştır. Adını, kapılarında ve duvarlarında kullanılan aynalardan alır. Aynalı Çarşı, Çanakkale Savaşı sırasında hasar görmüş olsa da, restore edilerek günümüzde hem turistlerin hem de yerel halkın ilgisini çeken önemli bir tarihi mekân olarak varlığını sürdürmektedir. Çarşı, geleneksel Osmanlı çarşı mimarisinin güzel bir örneğidir. İçerisinde, el yapımı ürünler, yerel hediyelik eşyalar, antikalar ve yöresel lezzetler bulmak mümkündür. Aynalı Çarşı, Çanakkale türküsünde de adının geçmesiyle Türk kültüründe özel bir yere sahiptir. Özellikle şu dizeleriyle bilinir:

 

"Çanakkale içinde aynalı çarşı, 

Ana ben gidiyorum düşmana karşı."

 

Bu türkü, hem savaşın acılarını hem de Çanakkale halkının direnişini simgeleyen bir sembol haline gelmiştir. Aynalı Çarşı, bugün hem geçmişin izlerini taşıyan bir çarşı olması hem de Çanakkale Savaşı’nın kahramanlarını anımsatan bir yer olması nedeniyle ziyaretçilerin uğrak noktalarından biridir. Çarşı, kültürel alışveriş yapmanın yanı sıra tarihi bir atmosfere dalıp Çanakkale'nin geçmişine tanıklık etme fırsatı sunar.


3-      ÇANAKKALE DENİZ MÜZESİ



Çanakkale Deniz Müzesi, Türkiye'nin denizcilik tarihini ve özellikle Çanakkale Savaşı'nı anmak amacıyla kurulmuş önemli bir müzedir. Müze, Çanakkale şehir merkezinde, boğaza nazır bir konumda yer alır ve ziyaretçilerine hem denizcilik tarihi hem de Çanakkale Savaşı'nın deniz cephesi hakkında geniş bilgi sunar. Müzenin en dikkat çeken unsurlarından biri, ünlü Nusret Mayın Gemisi'nin bir replikasıdır. Nusret Gemisi, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı sırasında boğaza döşediği mayınlarla İtilaf Devletleri donanmasına ağır kayıplar verdirmiş ve savaşın kaderini değiştirmiştir. Bu geminin orijinali, Türk denizcilik tarihinin en önemli kahramanlarından biri olarak anılmaktadır. Müze, açık ve kapalı sergi alanlarından oluşur. Kapalı alanlarda, Çanakkale Savaşı'na dair deniz haritaları, tarihi belgeler, silahlar ve askerlerin kişisel eşyaları gibi birçok değerli eser sergilenir. Açık alanda ise top bataryaları, deniz mayınları, denizaltı silahları ve savaş gemilerinin modelleri yer alır. Ayrıca, Çanakkale Savaşı Kahramanları Anıtı ve Kronolojik Savaş Alanı bölümleri de ziyaretçilerin dikkatini çeken diğer alanlardır. Müzenin içinde yer alan Çimenlik Kalesi de ziyaretçilerin görebileceği önemli bir yapıdır. Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen kale, müzenin bir parçası olarak sergilenmekte ve tarihi önemiyle Çanakkale Boğazı'nın savunulmasında oynadığı rolü anlatmaktadır. Çanakkale Deniz Müzesi, yalnızca bir savaş müzesi değil, aynı zamanda denizcilik tarihini de yaşatan bir merkezdir. Çanakkale'nin stratejik önemini ve deniz savaşlarındaki rolünü anlamak isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.


4-      ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ABİDESİ



Çanakkale Şehitleri Abidesi, Türkiye’nin en önemli anıtsal yapılarından biridir ve Çanakkale Savaşı'nda hayatını kaybeden Türk askerlerinin anısına inşa edilmiştir. Gelibolu Yarımadası'nda, Morto Koyu'na bakan Hisarlık Tepe üzerinde yer alan bu anıt, Çanakkale Boğazı'na hâkim bir noktada yükselir ve savaşın kahramanlarına duyulan minnettarlığın simgesi haline gelmiştir. Abidenin inşasına 1954 yılında başlanmış ve 1960 yılında tamamlanmıştır. 41,7 metre yüksekliğindeki bu dev anıt, dört geniş sütunun üzerine oturtulmuş bir kemerden oluşur. Sütunlar, hem sağlamlığı hem de dayanışmayı temsil ederken, yukarıda bir araya gelen kemer, Türk milletinin birlik ve beraberliğini sembolize eder. Şehitlik, mimari yapısı ve anlamıyla Çanakkale’deki tüm şehitleri onurlandıran, duygusal bir mekândır. Abidenin hemen önünde, Türk askerlerinin adlarının yazılı olduğu kitabeler, şehit mezarları ve anıt mezarlar yer alır. Ayrıca, abidenin çevresinde savaş sırasında kullanılan çeşitli silahlar ve top bataryaları da sergilenmektedir. Ziyaretçiler, abidenin çevresindeki alanlarda yürüyüş yaparken hem savaşın dehşetini hem de Türk ordusunun kahramanlığını hissedebilirler. Abidenin inşa edildiği bölge, aynı zamanda Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı sınırları içerisindedir ve Türk milletinin Çanakkale Savaşı’nda gösterdiği direnişi ve fedakarlığı simgeler. Bu alan, her yıl 18 Mart'ta Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nde düzenlenen resmi törenlere ev sahipliği yapar. Abide, hem Türkiye'den hem de dünyadan milyonlarca ziyaretçiyi ağırlar ve herkesin geçmişin fedakarlıklarına, bağımsızlık mücadelesine ve vatan savunmasının anlamına bir kez daha derinlemesine şahitlik etmesini sağlar. Çanakkale Şehitleri Abidesi, Türkiye'nin dört bir yanından gelen insanların, bu topraklar için hayatını feda eden atalarını onurlandırdığı, anlam yüklü bir mekândır.


5-      SEYİT ONBAŞI HEYKELİ



Seyit Onbaşı Heykeli, Çanakkale Savaşı’nın simge kahramanlarından biri olan Seyit Ali Çabuk, bilinen adıyla Seyit Onbaşı anısına dikilmiş bir anıttır. Çanakkale’nin Kilitbahir köyünde, Çanakkale Boğazı'na bakan bir tepede yer alan bu heykel, Türk milletinin kahramanlık ve fedakarlık sembollerinden biri olarak halkın belleğinde derin bir yer edinmiştir. Seyit Onbaşı, 18 Mart 1915'te Çanakkale Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görev yapıyordu. İtilaf devletlerinin güçlü donanmaları, Çanakkale Boğazı’nı geçmeye çalışırken, tabyadaki toplardan biri hasar gördü. O sırada Seyit Onbaşı, yaklaşık 275 kg ağırlığındaki mermiyi tek başına sırtlayarak topa yerleştirdi ve ateşledi. Bu atış, İngiliz donanmasının en güçlü gemilerinden biri olan HMS Ocean'a isabet etti ve gemi büyük hasar alarak batmaya başladı. Seyit Onbaşı'nın bu olağanüstü çabası, savaşın gidişatını değiştiren önemli anlardan biri olarak tarihe geçti. Heykel, bu büyük kahramanlığı simgelemek için yapılmıştır ve Seyit Onbaşı'nın, devasa top mermisini sırtında taşırken betimlendiği bir sahneyi yansıtır. Heykel, savaşın ve Türk askerinin azmini, kararlılığını simgelerken, ziyaretçilere Seyit Onbaşı’nın insanüstü gayretini ve fedakarlığını hatırlatır. Heykelin bulunduğu alan, aynı zamanda Çanakkale Şehitlikleri ve Tarihi Milli Parkı’nın önemli bir parçasıdır. Ziyaretçiler, heykelin çevresinde dolaşarak Seyit Onbaşı’nın kahramanlık hikayesini ve Çanakkale Savaşı’ndaki kritik rolünü daha yakından anlayabilirler. Seyit Onbaşı'nın kahramanlığı, Türk halkının hafızasında derin bir yer edinmiş, onun adı, yalnızca Çanakkale'de değil, Türkiye’nin dört bir yanında bir kahramanlık sembolü haline gelmiştir.


6-      CONKBAYIRI



Conkbayırı, Çanakkale Savaşı'nın en önemli cephelerinden biri olup, Türk milletinin büyük kahramanlıklarının sergilendiği yerlerden biridir. Burası aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihe geçen ve savaşın kaderini değiştiren anlarından birine tanıklık eden noktadır. Conkbayırı, 10 Ağustos 1915'te yaşanan muharebelerde, Atatürk'ün cep saatinin göğsünde isabet eden bir şarapnel parçası sayesinde hayatının kurtulduğu yer olarak bilinir. O gün, Anafartalar Grup Komutanı olarak görev yapan Mustafa Kemal, Conkbayırı'nda birliklerini yönetirken bir şarapnel parçası göğsüne isabet etti. Şarapnel, Atatürk'ün cebinde taşıdığı cep saatine denk gelerek onun ağır yaralanmasını engelledi. Saatin darbeyi emmesi sayesinde Atatürk bu olaydan yara almadan kurtulmuş ve savaşın yönetimine devam edebilmiştir. Bu olay, Çanakkale Savaşı'nın seyrini değiştiren kritik anlardan biri olarak kabul edilir. Conkbayırı, savaşın en çetin çarpışmalarına sahne olmuş bir bölgedir ve bugün, bu kahramanlık anısını yaşatmak için ziyaretçilere açıktır. Conkbayırı’nda, Atatürk Anıtı da dahil olmak üzere çeşitli anıtlar ve şehitlikler bulunur. Bu alan, savaşın hem manevi hem de stratejik önemini yansıtan önemli bir tarihi bölge olarak bilinir. Conkbayırı, aynı zamanda Çanakkale Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olarak, Atatürk'ün askeri dehasını ve cesaretini simgeler. Atatürk'ün o kritik anda gösterdiği kararlılık ve cesaret, Çanakkale'deki zaferin kazanılmasında önemli bir rol oynamış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak tarih sahnesine çıkan bir liderin doğuşuna işaret etmiştir.


7-      57. PİYADE ALAYI ŞEHİTLİĞİ



57. Piyade Alayı Şehitliği, Çanakkale Savaşı’nın en kahramanlık dolu ve hüzünlü hikayelerinden birini simgeler. Bu şehitlik, Çanakkale’de savaşan ve şehit düşen 57. Alay’ın askerlerini anmak için inşa edilmiştir ve Gelibolu Yarımadası’nda Conkbayırı yakınlarında yer alır. 57. Alay, Çanakkale Savaşı'nın en kritik anlarında, özellikle 25 Nisan 1915 tarihinde, Anzak kuvvetlerinin çıkartma yaptığı noktada büyük bir direniş göstermiş ve Türk askerinin vatanseverlik sembollerinden biri haline gelmiştir. Alay, Mustafa Kemal Atatürk'ün komutasında, çıkartma yapan Anzak kuvvetlerine karşı önemli bir savunma yapmış ve büyük kahramanlıklar göstermiştir. Mustafa Kemal'in, "Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen ünlü emri, 57. Alay askerlerinin azimle ve büyük bir fedakarlıkla savaşmalarına ilham vermiştir. Bu emir, savaşın gidişatını değiştiren anlardan biri olarak kabul edilir. Ancak bu direnişin bedeli ağır olmuş ve alayın neredeyse tamamı şehit düşmüştür. 57. Piyade Alayı Şehitliği, bu kahraman askerlerin hatırasını yaşatmak amacıyla yapılmıştır. Şehitlik, içinde yer alan mezarlar, anıtlar ve kitabelerle, Çanakkale Savaşı'nda verilen büyük mücadeleyi ve kayıpları ziyaretçilere hatırlatır. Şehitlik alanında ayrıca bir temsili mezarlık ve 57. Alay’ın askerlerine adanmış anıt yer alır. Bu anıtta, Türk ordusunun fedakarlığı ve cesareti ölümsüzleştirilmiştir. Ziyaretçiler, şehitliği gezdiğinde sadece bir anıtı değil, aynı zamanda Türk milletinin özgürlüğü ve bağımsızlığı uğruna verdiği mücadelenin sembolünü de görmüş olurlar. 57. Piyade Alayı, Çanakkale Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıklarla Türk tarihine altın harflerle kazınmış, milli direnişin ve fedakarlığın bir simgesi olarak anılmaya devam etmektedir.


8-      ÇANAKKALE SAAT KULESİ



Çanakkale Saat Kulesi, şehrin merkezinde yer alan ve Çanakkale'nin simgelerinden biri olan tarihi bir yapıdır. 1897 yılında dönemin Çanakkale Sancakbeyi olan Cemil Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Çanakkale Saat Kulesi, 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olarak günümüzde hala varlığını sürdürmektedir ve şehir halkı için bir buluşma noktası ve sembol haline gelmiştir. Kule, dikdörtgen prizma şeklinde olup, toplamda 5 kattan oluşur ve 20 metre yüksekliğindedir. Her bir katın dört tarafında farklı pencereler ve kemerler bulunur. En üst katında, dört yöne bakan saatler yer alır. Saat Kulesi'nin tepesinde bir çan bulunur ve bu çan, zamanında halkı saat başı bilgilendirmek amacıyla kullanılmıştır. Kule, İtalyan taş ustaları tarafından inşa edilmiştir ve inşasında kullanılan taşlar, Çanakkale’nin yerel yapılarında sıkça görülen taş türlerindendir. Çanakkale Saat Kulesi, sadece bir saat kulesi olmanın ötesinde, şehrin tarihi ve kültürel yapısını yansıtan önemli bir eserdir. Aynı zamanda, Osmanlı döneminin mimari tarzını da gözler önüne seren bu yapı, Çanakkale’nin tarihî dokusu içinde bir durak noktası olarak yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Kule, Çanakkale Boğazı'na yakın konumuyla hem boğazın hem de şehrin panoramik manzarasını sunan bir simge haline gelmiştir.


9-      ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ



Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Çanakkale Savaşı'nın kahramanlık hikayelerini ve tarihi gerçeklerini ziyaretçilere daha yakından tanıtmak amacıyla kurulmuş modern bir müzedir. Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı içinde yer alan bu merkez, interaktif sergileri, görsel ve işitsel anlatımlarıyla ziyaretçilerine Çanakkale Savaşı'nın derinliğini ve anlamını hissettirmeyi hedefler. Tanıtım Merkezi, 2012 yılında açılmıştır ve toplamda 11 salondan oluşur. Bu salonlarda, Çanakkale Savaşı’nın en önemli anları ve cepheleri dijital projeksiyonlarla, sesli anlatımlarla ve görsel materyallerle canlandırılır. Ziyaretçiler, savaşın başından sonuna kadar önemli olayları adım adım takip edebilirler. 3 boyutlu gösterimler, ses efektleri ve dev ekranlarda sunulan canlandırmalar sayesinde, savaşın korkunç zorlukları ve kahramanlık hikayeleri derinlemesine bir şekilde deneyimlenir. Tanıtım Merkezi’nde ayrıca, Çanakkale Savaşı’na dair mektuplar, askerlerin kişisel eşyaları, savaşta kullanılan silahlar ve askeri malzemeler gibi tarihî eserler de sergilenmektedir. Bu sayede, ziyaretçiler savaşın sadece askeri boyutunu değil, aynı zamanda insan hikayelerini de daha yakından görme fırsatı bulurlar.  Merkez, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine ve Çanakkale Zaferi’ne duyduğu derin saygıyı ve minnettarlığı yansıtır. Özellikle okul grupları ve tarih meraklıları için önemli bir eğitim merkezi olarak hizmet verir. Ziyaretçiler, savaşın geçtiği cepheleri ve önemli olayları adeta birebir yaşar gibi hissederek tarihin derinliklerine yolculuk yaparlar. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, sadece bir müze değil, aynı zamanda bir anma ve farkındalık merkezi olarak, savaşın hatıralarını gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan özel bir mekandır. Çanakkale'nin kahramanlık dolu geçmişini anlamak ve bu büyük destanı yeniden yaşamak isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yerdir.


10-  NAMAZGAH TABYASI MÜZESİ



Namazgah Tabyası Müzesi, Çanakkale Boğazı'nın savunmasında önemli bir rol oynayan, tarihi Namazgah Tabyası’nda yer alan bir müzedir. Bu tabya, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1892 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından boğazın savunulması amacıyla inşa edilmiştir ve Çanakkale Savaşı sırasında kritik bir görev üstlenmiştir. Namazgah Tabyası, boğaza giren düşman gemilerine karşı kullanılan büyük topların konuşlandırıldığı yerlerden biridir. Tabyanın adı, içinde yer alan geniş açık alanın savaş sırasında askerler tarafından toplu namaz kılma yeri olarak kullanılması nedeniyle "Namazgah” olarak anılmıştır. Çanakkale Savaşı boyunca, özellikle Nusret Mayın Gemisi'nin döşediği mayınların koruması altında, tabya büyük toplarıyla düşman gemilerine karşı ciddi bir savunma sağlamıştır. Tabya, günümüzde müze olarak ziyarete açılmıştır ve ziyaretçilere Çanakkale Savaşı’nın deniz cephesindeki savunma sistemini tanıtan önemli bir mekândır. Müzede, savaş dönemine ait top bataryaları, mühimmatlar, haritalar ve o dönemin askeri malzemeleri sergilenir. Ayrıca, tabyanın çevresinde yer alan toplar ve tabyanın orijinal mimari yapısı korunarak restore edilmiştir. Namazgah Tabyası Müzesi'nde, ziyaretçiler Çanakkale Boğazı’nın savunulmasında tabyanın stratejik önemini ve burada görev yapmış askerlerin fedakârlıklarını daha iyi anlama fırsatı bulurlar. Müzenin bulunduğu bölgeden, Çanakkale Boğazı'nı ve savaşın yaşandığı alanları gözlemlemek de mümkündür. Bu sayede ziyaretçiler, hem tabyanın hem de boğazın savunma gücünün ne denli hayati bir rol oynadığını yerinde deneyimleyebilirler. Namazgah Tabyası, bugün Çanakkale Savaşları’nı hatırlatan ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını gözler önüne seren önemli bir anı mekânı olarak ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yerdir.

 

BİRİSİ “ŞURDA FOTOĞRAFIMI ÇEKEBİLİR MİSİN?” DEDİ:


Çanakkale, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla fotoğraf severler için benzersiz bir şehir. Şehrin her köşesi, özellikle Şehitler Abidesi ve kıyı şeritleri, fotoğrafçılar için adeta bir açık hava stüdyosu niteliğinde. Tarihin derin izlerini taşıyan bu topraklarda, her adımda sizi etkileyen manzaralarla karşılaşmak mümkün. Abide'nin ihtişamlı duruşu, arka planda boğazın engin maviliğiyle birleştiğinde hem duygusal hem de sanatsal açıdan güçlü fotoğraflar yakalama imkânı sunuyor. Kıyı boyunca uzanan sahil şeritleri de gün batımının büyüsüne kapılmak için ideal yerlerden biri. Özellikle akşam saatlerinde, güneşin denizin üzerinde yavaşça batışını izlerken oluşan altın tonları, denizle birleşerek göz kamaştırıcı bir atmosfer yaratır. Eğer feribot geçişlerini bu saatlere denk getirirseniz, hareket halindeki feribotun ve yansıyan gün batımı ışıklarının birleştiği eşsiz anları fotoğraflayabilirsiniz. Bunun yanı sıra, Çanakkale’nin huzur dolu köyleri ve yemyeşil doğası da farklı fotoğraf kompozisyonları yaratmak için harika alanlar sunar. Tarihi dokusuyla Truva Atı Heykeli, Adatepe ve Assos antik kentleri gibi yerler, hem doğanın hem de tarihin iç içe geçtiği benzersiz kareler sunuyor. Özellikle Assos’taki Athena Tapınağı’ndan gün batımını izlemek, hem fotoğrafçılar hem de doğa tutkunları için unutulmaz bir deneyim olacaktır. Çanakkale'de mevsim ne olursa olsun, doğanın sunduğu renk cümbüşü ve tarihi yapılarla dolu bu topraklar, her karede yeni bir hikaye anlatmanızı sağlayacak. Bu şehir, sadece bir ziyaret değil, aynı zamanda fotoğraf makinenizle yakalayacağınız bir sanat yolculuğu olacak.

 

NASIL GİDERİM Kİ ORAYA?



Çanakkale, hem karayolu hem deniz yolu hem de havayolu ile çeşitli ulaşım seçenekleri sunan bir şehir. Şehir, Türkiye’nin batısında yer aldığı için özellikle Marmara, Ege ve Trakya bölgelerinden kolayca ulaşılabilir. İşte Çanakkale’ye ulaşımın detayları:


Karayolu:


Çanakkale’ye karayolu ile ulaşım oldukça rahattır. Özellikle İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerden Çanakkale’ye düzenli otobüs seferleri mevcuttur. İstanbul’dan gelenler için iki ana güzergâh vardır: İstanbul’dan Eceabat ya da Gelibolu’ya kara yoluyla ulaşıp, buradan feribotla Çanakkale merkeze geçilebilir. Alternatif olarak, Tekirdağ-Keşan üzerinden Çanakkale Boğazı'ndaki feribotları kullanarak şehir merkezine ulaşmak mümkündür. İzmir’den de yaklaşık 320 km’lik bir mesafeyle karayoluyla kolayca Çanakkale’ye ulaşılabilir.


Deniz Yolu:


Çanakkale, stratejik konumuyla deniz ulaşımında da önemli bir yere sahiptir. Çanakkale Boğazı’nı geçen feribotlar, Eceabat, Kilitbahir ve Gelibolu gibi noktalar arasında düzenli seferler yapmaktadır. Özellikle İstanbul’dan gelen ziyaretçiler, Gelibolu veya Lapseki üzerinden feribot kullanarak boğazı geçip Çanakkale’ye ulaşabilirler. Feribot seferleri, hem araçlı hem de yaya yolcular için uygundur ve boğazın muhteşem manzarası eşliğinde kısa ama keyifli bir deniz yolculuğu sağlar.


Havayolu:


Çanakkale’ye havayolu ile ulaşmak isteyenler için Çanakkale Havalimanı önemli bir alternatiftir. İstanbul’dan Çanakkale’ye direkt uçuşlar mevcuttur ve uçuş süresi yaklaşık 1 saattir. Havalimanı şehir merkezine oldukça yakın olduğu için, havalimanından merkeze toplu taşıma araçlarıyla veya taksiyle kısa sürede ulaşılabilir. Ayrıca yaz sezonunda bazı diğer büyük şehirlerden de Çanakkale’ye sezonluk uçuşlar düzenlenmektedir.


Deniz Otobüsleri:


Deniz yolu ulaşımında, Çanakkale’nin çevresindeki adalara da feribot seferleri yapılmaktadır. Özellikle Gökçeada ve Bozcaada, yaz aylarında deniz otobüsleri ve feribotlarla düzenli olarak ulaşılabilen popüler turistik adalardır. Bozcaada’ya Geyikli’den, Gökçeada’ya ise Kabatepe’den feribot seferleri düzenlenmektedir.

 

KISACA SÖYLEMEK GEREKİRSE:



Çanakkale, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, her köşesinde farklı bir hikâye barındıran büyüleyici bir şehir. Çanakkale’yi özel kılan en önemli unsur, Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı yer olması ve bu büyük zaferin izlerini hala her bir köşesinde taşımasıdır. Tarihin akışını değiştiren bu savaş, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın hafızasında derin izler bırakmıştır. Şehitler Abidesi, 57. Alay Şehitliği ve Conkbayırı gibi anıtsal yapılar, vatan için verilen büyük fedakârlıkları ve bağımsızlık mücadelesini gözler önüne serer. Ancak Çanakkale, sadece tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de dikkat çeker. Muhteşem Boğaz manzarası, sakin köyleri, masmavi denizi ve tertemiz plajları ile doğaseverler için harika bir rotadır. Bozcaada ve Gökçeada gibi Türkiye’nin en güzel adalarına ev sahipliği yapan şehir, huzurlu bir tatil ve keşif dolu geziler için mükemmel bir destinasyon sunar. Assos Antik Kenti, Athena Tapınağı ve Truva gibi tarihi kalıntılar, ziyaretçilere hem geçmişin izlerini sürme hem de olağanüstü manzaraların tadını çıkarma fırsatı verir. Şehirdeki ulaşım imkanlarının çeşitliliği ve rahatlığı da şehri ziyaret edenler için büyük bir kolaylık sağlar. Feribot seferleriyle Boğaz’ın karşısına geçmek ya da çevredeki adalara ulaşmak, yolculuğu adeta keyifli bir deneyime dönüştürür. Aynı zamanda Çanakkale, İstanbul, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlere yakın konumuyla kısa tatiller için de ideal bir noktadır. Çanakkale’nin sunduğu bir başka güzellik ise huzurlu atmosferidir. Şehir, hem geçmişin derin izlerini taşıyan tarihî alanları hem de huzurlu kıyı şeritleriyle ziyaretçilere dinlenme, öğrenme ve keşfetme fırsatlarını aynı anda sunar. Gün batımının izlenebileceği sahil yürüyüş yolları ve fotoğraf çekmek için mükemmel alanlar, doğayla baş başa kalmanın tadını çıkarabileceğiniz yerlerdir.

Sonuç olarak, Çanakkale sadece bir gezi destinasyonu değil, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği bir miras şehri. Her adımda tarihe tanıklık edebileceğiniz bu şehirde, aynı zamanda huzurlu bir doğanın kollarında dinlenebilir, benzersiz anılar biriktirebilirsiniz. Türkiye’nin milli ruhunu ve kültürel zenginliklerini en güzel yansıtan şehirlerden biri olan Çanakkale, her ziyaretçinin hafızasında derin bir iz bırakacaktır.

 
 
 

1 Comment


Mustafa Furkan Tosun
Mustafa Furkan Tosun
Jan 27

Çok güzel olmuş. 😊

Like

Nilüfer, Bursa, Türkiye.

© Copyright

Bültenimize Abone Olun

İletişim

bottom of page